Son Yayınlar
oetzi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
oetzi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Nis 2013

Dünyanın En Ünlü Mumyası: Apse Ağrısı Çekiyormuş


Dünyanın en ünlü mumyalarından biri olan ‘buz adam’ Ötzi, her yıl yeni bir sırrını ortaya koyuyor. Yeni araÅŸtırmalar, 5.300 yaşındaki mumyanın aÄŸzında ciddi yara ve bozukluklar taşıdığını ortaya koydu. Ötzi’nin azı diÅŸlerinin eksik olduğı, geride kalan diÅŸlerinin tümünde ise aşınma olduÄŸu anlaşıldı. Dahası, buz adamın bitmek bilmeyen apse aÄŸrısıyla yaÅŸadığı anlaşıldı.




Ä°lk insanların günümüze ulaÅŸan en iyi örneklerinden birini temsil eden buz adam Ötzi’nin, ölmeden önce ciddi ağız patolojisi (organ ve dokulardaki yaralanma ve bozukluklar) yaÅŸadığı ortaya çıktı.

Avusturya’nın Tirol bölgesinin güneyindeki Ötztal Alpleri’nde 1991 yılında bulunan ve adını buradan alan Ötzi’nin diÅŸ ve ağız saÄŸlığı hakkında iki yıl önce açıklanan bir raporda, buz adamın son derece saÄŸlıksız bir diÅŸ yapısına sahip olduÄŸu belirtilmiÅŸti.

ABD’nin San Diego kentinde düzenlenen mumya çalışmaları konferansında açıklanan bu bulgunun ardından, Avrupalı bilim insanları Ötzi’nin ağız saÄŸlığının sanılandan daha kötü durumda olduÄŸu anlaşıldı.

Zürih’teki Evrimel Tıp Merkezi’nde yapılan incelemelerde, Ötzi’nin neredeyse her türlü oral patolojiyi gösterdiÄŸi belirtildi. Discovery News’e açıklama yapan, Ä°sviçre Mumya Projesi üyesi Frank Rühli, “Ötzi’de diÅŸ travması, periodontal hastalık ve muhtemelen lime hastalığına sahipti” dedi.

Bilim insanları, 1991’de keÅŸfedilmesinden bu yana buz adam üzerinde sayısız analiz gerçekleÅŸtirdi. Aldığı yaralar nedeniyle öldüğü anlaşılan Ötzi, kahverengi gözlere sahipti, laktoz tahammülsüzlüğü çekiyordu ve genetik yapısı nedeniyle kalp rahatsızlığı çekme olasılığı çok yüksekti.

ZİYAFET ÇEKTİKTEN SONRA ÖLDÜ

Ötzi'nin canlandırılmış hali.
Ötzi’nin 2007 yılında yapılan bilgisayarlı tomografi taramasında (CT scan) oldukça vahÅŸi bir ÅŸekilde öldüğü anlaşıldı. Taramada, Ötzi’nin köprücük altı atar damarına ok yediÄŸi ve hızlı bir kanama sonucu öldüğü ortaya çıktı.

Öte yandan, 2011’de yapılan araÅŸtırma, Ötzi’nin son yemeÄŸinde karnını tıka basa daÄŸ keçisi etiyle doldurduÄŸunu göstermiÅŸ ve buz adamın ölmeden önce ziyafet çektiÄŸini ortaya çıkarmıştı. Ä°ki yıl önce Rühli’nin araÅŸtırmacı olduÄŸu Zürih Ãœniversitesi tarafından gerçekleÅŸtirilen ve Science dergisinde yayımlanan araÅŸtırmada, Ötzi’nin aÄŸzında çok sayıda çürük olduÄŸu da ilk kez tespit edilmiÅŸti. Bilim insanları, ağız bozuklukları nedeniyle Ötzi’nin ölmeden önce aÄŸzına da darbe almış olabileceÄŸini düşünmüştü.

Ruhli, her ne kadar büyük bir ilgi görmüş olsa da, ‘Ötzi’nin diÅŸlerine son 20 yılda çok az ilgi gösterildiÄŸini’ ifade etti. Ä°lk tespit edilen bozukluklar, ön diÅŸler arasındaki aşırı boÅŸluk ve azı diÅŸlerinin eksik olduÄŸuydu.

SAĞLIKLI TEK DİŞİ YOKTU

,
Rühli ve diÅŸ hekimi Roger Seiler, 2005’te yapılan bilgisayarlı tomografi verilerinden baÅŸlayarak elde edilen verileri yeniden deÄŸerlendirdi. European Journal of Oral Sciences dergisinde yayımlanan araÅŸtırmada, Ötzi’nin aÄŸzına ait 3D model çıkarıldı.

Dört azı dişi olmayan Ötzi, geride kalan 28 dişinde aşınmaya sahipti, iki dişinin dokusunda ise aşırı bozulma vardı. Azı dişlerinin yokluğu nedeniyle ileri derecede periodontit çeken Ötzi, bu nedenle sürekli olarak şiddetli apse ağrısıyla yaşıyordu.

Dahası, iki yıl önce öne sürürüldüğü gibi, ön üst diÅŸlerin muhtemelen darbe yemiÅŸ olduÄŸu, aralarındaki boÅŸluÄŸun bu darbeden kaynaklanmış olabileceÄŸi belirtildi. Ötzi’nin aÄŸzına aldığı darbenin, ölümünden birkaç hafta öncesine rastladığı ve ölümüyle ilgili olmadığı tespit edildi.

BESLENME ÅžEKLÄ° OLUMSUZ ETKÄ°LEDÄ°


Ötzi’nin, M.Ö 3255 yılında, 45 yaÅŸ civarında öldüğü düşünülüyor. AraÅŸtırmacılar, 40 yaşına kadar bir diÅŸ bile kaybetmediÄŸi anlaşılan Ötzi’nin, buna raÄŸmen 10 yıl yaÅŸamış olsaydı diÅŸlerinin yarısından fazlasını kaybetmiÅŸ olacağı ifade edildi.

Ötzi’nin neden bu kadar kötü bir ağız ve diÅŸ saÄŸlığına sahip olduÄŸu sorusunun cevabı olarak, çevresel ve genetik faktörler gösterildi.

Rühli ve meslektaÅŸları, Cilalı TaÅŸ Devri’nde tarımın güçlenmesiyle ilk insanların ekmek ve yulaf lapası gibi niÅŸastalı besinleri daha fazla tükettiÄŸini ve bu yüzden diÅŸ bozukluklarının arttığını belirtti.